ChatGPT ile Hazırlanan Sözleşmeler Hukuken Geçerli mi?
- Paksoy
- 2 Eyl
- 3 dakikada okunur
Son dönemde radikal biçimde artan yapay zeka kullanımına, birçok alanda olduğu gibi hukuk alanında da rastlanmaktadır. Özellikle ChatGPT gibi anlamlı metin üretebilen yapay zeka araçları, maliyetsiz sözleşme hazırlamak isteyen kişiler için cazip bir seçenek olarak görülmektedir. Zira yapay zeka ile birkaç dakika içinde kira sözleşmesi, iş sözleşmesi veya ticari sözleşme örnekleri üretmek mümkündür. Ancak sıklıkla gözden kaçırılan nokta şudur: Yapay zeka tarafından üretilen metinler, hukuki güvence sağlamaz. Hatta çoğu zaman ileride ciddi uyuşmazlıklara yol açabilecek tehlikeler barındırır. Sözleşmeden kaynaklanan hak kayıpları için yapay zekanın sorumluluğuna gidilemez. Sözleşmenin yapay zeka ile üretildiğinin ve uyuşmazlığın bu nedenle çıktığının kanıtlanması ise hukuki anlamda hiçbir fayda sağlamaz.
ChatGPT ile Hazırlanan Sözleşmeler Geçerli mi?
Türk hukukunda bir sözleşmenin geçerli olması için tarafların irade beyanının bulunması, sözleşmenin kanuna, ahlaka ve kamu düzenine aykırı olmaması ve varsa şekil şartlarına uyulması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, ChatGPT’nin hazırladığı bir metin, tarafların imzasıyla hukuken geçerli bir sözleşmeye dönüşebilir. Ancak bu, sözleşmenin hukuken güvenli ve doğru olduğu anlamına gelmez.
Çünkü yapay zeka:
a. Türk hukuk sistemine özgü düzenlemeleri eksik bırakabilir
Türkiye’de hukuk sistemi son derece dinamik bir yapıya sahiptir. Aynı konuda hüküm barındıran birden fazla kanun, yönetmelik veya ikincil düzenleme bulunabilmekte, bunlar da sık sık değişikliğe uğramaktadır. Hatta kimi zaman tamamen yürürlükten kaldırılan bu düzenlemelere, kaldırıldıktan sonra dahi resmi gazetenin web sayfası üzerinden kolaylıkla ulaşılabilmektedir. Açık kaynak taraması yapan, yani internet ağı üzerindeki erişilebilir her sayfayı tarayan ChatGPT gibi yapay zeka araçları, yürürlükten kaldırılan düzenlemeleri ayırt edemez. Bu sebeple veri tabanlarında yer alan eski veya yürürlükten kalkmış metinlerden yararlanabilmekte, hatta kimi zaman uyuşmazlığa hiç uygulanamayacak düzenlemeleri sözleşmeye dahil edebilmektedir. Böyle bir durumda tarafların, farkında olmadan geçersiz veya hatalı hükümlerle bağlı hale gelmesi kaçınılmazdır.
Bu karmaşık yapı içinde yalnızca güncel mevzuatı değil, aynı zamanda uygulamadaki içtihatları da dikkate almak gerekir. Oysa yapay zeka araçları, avukatların sıklıkla başvurduğu ücretli üyelik ile erişilebilen içtihat havuzlarına ulaşamamaktadır. Dolayısıyla yapay zekanın sözleşmeyi, açık kaynaklar arasında yer alan ve artık uygulanmayan eski içtihatlara dayanarak hazırlaması son derece mümkündür. Ek olarak yapay zeka tarafından hazırlanan sözleşmeler, hukuk tekniğine uygun olmaktan uzaktır. Belirsiz, çelişkili veya yorumlamaya açık hükümler içerebilir. Bu da uyuşmazlık halinde mahkeme kararını öngörülemez kılar.
b. Yabancı ülkelerin hukukuna özgü hükümler ekleyebilir
Bu durum, özellikle Türk hukuk sisteminin kendine özgü zorunlu düzenlemeleri açısından büyük risk taşır. Örneğin, Amerikan sözleşme hukukunda tarafların irade serbestisi çok geniş yorumlanabilirken, Türk hukukunda bazı hükümler emredici nitelikte olup tarafların anlaşmasıyla dahi bertaraf edilemez. Benzer şekilde, Avrupa Birliği düzenlemelerinden alınan hükümler Türk mevzuatında karşılığı bulunmadığı için veya kamu düzenine aykırı olduğu için uygulanamayabilir.
Yapay zekanın bu tür hatalı veya yabancı hukuk sistemine özgü hükümler üretmesinin temel gerekçesi, eğitildiği verilerin sınırsızlığıdır. ChatGPT gibi modeller, internet ortamındaki geniş veri yığınlarını tarayarak öğrenir ve kullanıcıların etkileşimleriyle beslenmeye devam eder. Bu nedenle yalnızca Türk hukukuna özgü kaynaklarla değil, farklı ülkelerin mevzuatları, akademik metinleri ve hatta hatalı kullanıcı içerikleriyle de karşılaşır. Sonuç olarak, üretim sürecinde bu dağınık bilgiler bir araya getirilir ve kimi zaman Türkiye’de geçerli olmayan hukuki düzenlemeler, sanki yürürlükteymiş gibi sözleşme metinlerine eklenebilir.
c. Halüsinasyon riski
Yapay zeka araçları ile sözleşme hazırlamanın belki de en ciddi sorunlarından biri literatürde “halüsinasyon” olarak adlandırılan olgudur. Halüsinasyon, yapay zekanın gerçekte var olmayan bilgi veya kaynağı son derece ikna edici bir biçimde üretmesi anlamına gelir.
ChatGPT gibi araçlar, hukuk metinleri söz konusu olduğunda var olmayan kanun maddeleri, hiç verilmemiş mahkeme kararları veya yanlış mevzuat atıfları oluşturabilir. Kullanıcı bu bilgilerin doğruluğunu kontrol etmediği takdirde, sözleşmeye veya hukuki metne dayanak teşkil eden hükümlerin tamamen hayali olması sonucuyla karşılaşabilir.
OpenAI’nin kullanım politikalarında da belirtildiği üzere, yapay zekâ sistemleri tarafından üretilen içerikler hukuki tavsiye olarak kabul edilemez ve kullanıcılar tarafından mutlaka doğrulanmalıdır.
Bu sebeple, özellikle hukuk, tıp veya finans gibi yüksek riskli alanlarda, yapay zekadan elde edilen çıktılar tek başına güvenilir bir kaynak olarak kullanılamaz. Mutlaka yetkin bir profesyonelin denetiminden geçirilmelidir.
Sonuç
Yapay zeka araçlarıyla sözleşme hazırlamak, ilk bakışta hızlı ve masrafsız bir çözüm gibi görünebilir. Ancak bu sözleşmelerin eksik veya hatalı olması, tarafların ileride bir avukata danışsalardı ödeyecekleri miktardan çok daha yüksek meblağlı davalarla karşılaşmasına yol açabilir. Sözleşmenin anlamı, yalnızca konuya ilişkin bir metin oluşturulması değil, tarafların menfaatlerinin hukuka uygun şekilde güvence altına alınmasıdır.
Dolayısıyla, ChatGPT gibi yapay zeka araçlarının ürettiği metinler ancak taslak veya fikir edinme amacıyla kullanılabilir. Hukuki geçerliliği ve güvenliği sağlamak için sözleşmelerin mutlaka bir hukukçu tarafından hazırlanması veya en azından denetlenmesi gerekir. Aksi halde, bugün masraftan kaçınmak için tercih edilen bu yöntem, yarın telafisi güç zararlara yol açacaktır.

.png)

