top of page

Ticari Davalarda Arabuluculuk Çözümleri 

  • Paksoy
  • 20 Kas 2024
  • 6 dakikada okunur

Günümüzde birçok işletme hukuki alacakları ile alakalı hızlı sonuç almak istediğinde, ticari davalarda arabuluculuk çözümlerine başvuruyor değil mi?


Uzun dava süreleri ile uğraşıp hem zaman hem para kaybı ile sonuçlanabilecek bir süreç, birçok işletme için en kötü senaryo ve hatta bazı ticari anlaşmazlıklarda ticari arabuluculuk zorunlu hale geldi.


Bu yazımızda herhangi bir hak kaybına uğramamanız için ticari davalarda arabuluculuk konusunda ihtiyacınız olan bilgileri topladık. Bu kapsamda; ticari davalarda dava şartı arabuluculuğun kapsamı ne çeşit davaların dahil olduğu, arabuluculuğun dava şartı olmasının ne anlama geldiği ve hangi usulle uygulandığı konularını işleyeceğiz


Ticari davalarda arabuluculuk hakkında merak edilen ve aklınıza takılan neredeyse tüm sorulara cevap bulabileceğiniz, ticari uyuşmazlıklarda ihtiyari/zorunlu arabuluculuk sayesinde elde edebileceğiniz faydaları anlattığımız bu yazımızın size fayda sağlayacağını umuyoruz.


Hadi başlayalım!


Ticari Arabuluculuk Davaları Ülkemizde Ne Zaman Yürürlüğe Girdi?


Arabuluculuk, davaya alternatif çözüm yollarından biri olarak 22.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile birlikte ülkemizde yürürlüğe girdi. Özellikle 2018’de, iş davalarında dava şartı haline gelmesinden itibaren uyuşmazlıkların çözümüne tartışılmaz bir katkı sağladığını söyleyebiliriz. 


Öyle ki, 2018-2019 yılları arasında Adalet Bakanlığının verilerine göre, iş uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk sonucunda tarafların anlaşmaya varma oranı %64 olmuştur. 


Haliyle, mahkemelerin dava yükünü azaltması ve tarafların menfaatlerine uygun olarak çok daha kısa sürede anlaşmaya varabilmeleri bakımından arabuluculuk benimsenen bir çözüm yöntemi olmuştur ve bu başarılı istatistiğin ardından 01.01.2019 yılında ticari davalarda dava şartı arabuluculuk uygulanmak üzere yürürlüğe girdi. 


Ticari uyuşmazlıklar bakımından özellikle zamanın çok önemli olması, dava masraflarının arabuluculuk masraflarından çok daha fazla tutması gibi sebeplerle ticari davalarda arabuluculuk çözümleri işletmeler için oldukça önemli.  


Nitekim ticari davalarda dava şartı arabuluculuğun yürürlüğe girmesinden itibaren Mayıs 2022’ye kadar dava şartı arabuluculuk kapsamında uyuşmazlıkların %52’si anlaşma ile sonlanmıştır. 

Resmi gazete belirt yürürlüğe girme kısmında 


 

Grafik açıklaması 


Ticari Davalarda Dava Şartı Arabuluculuğun Kapsamı


Konunun önemini anladığımıza göre biraz da kapsamını konuşalım. Her ticari işten doğan uyuşmazlık, dava şartı arabuluculuğa tabi olmadığından, uyuşmazlığınızın bu kapsamda yer alıp almadığını yasal düzenlemelere göre değerlendirmemiz gerekir.


Ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;


3. Dava şartı olarak arabuluculuk 

MADDE 5/A- (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) 

(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

 (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir. “


Kanun’da düzenlendiği üzere, elinizdeki ticari davanın dava şartı arabuluculuğa tabi olması için, konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında olması gerekli. 


Dolayısıyla konusu farklı olan davalar için arabuluculuk bir dava şartı değil. Diğer bir yandan, TTK madde 5/A arabuluculuk dava şartını yalnızca ticari davalar için öngörmüş, çekişmesiz yargı işlerini dava şartı arabuluculuğa tabi kılmamıştır. 


Peki ticari dava nedir, elimizdeki uyuşmazlığın bir ticari dava konusu olup olmadığını nasıl tespit edebiliriz?


Ticari Dava Nedir?


Ticari davaların kapsamı geniştir, ancak her ticari işten kaynaklanan uyuşmazlık bir ticari dava konusu olmayabilir. Bu sebeple uyuşmazlığın ticari bir davaya konu olup olmayacağı tespit edilmelidir ki herhangi bir hak kaybına uğranılmasın. 


Ticari davaları, nispi ticari dava ve mutlak ticari dava olarak iki başlık altında incelememiz mümkün. Mutlak ticari dava, kanunla özel olarak belirtilen davalardır. Buna göre mutlak ticari davadan bahsedebilmek için iki tarafın tacir olması veya uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. Bu sebeple öncelikle uyuşmazlığınızın kanunda gösterilen uyuşmazlıklardan olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. 


Kanunun 4’üncü Maddesinde Belirtilen Davalar


Mutlak ticari davalardan bazıları Türk Ticaret Kanunu madde 4’te düzenlenmiştir. Buna göre her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;


a) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda,

b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki

962 ilâ 969 uncu maddelerinde,

c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin

devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet

yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini

düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari

vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555

ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,

d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,

e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel

hükümlerde,

f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine

ilişkin düzenlemelerde,

öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve

ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. 


Diğer Kanunlarda Belirtilen Ticari Davalar


Mutlak ticari davalar TTK madde 4’te sayılan davalarla sınırlı değildir. TTK dışındaki bazı kanunlarda yine ticari davalar belirtilmiştir ve bunlar da hiçbir başkaca şart aranmadan mutlak ticari davadır. 


Örneğin Kooperatifler Kanunu madde 99’a göre Kooperatifler Kanunu’nda düzenlenen hususlardan doğan davalar mutlak ticari davalardır. İcra İflas Kanunu madde 154, Finansal Kiralama Kanunu madde 31, Ticari İşletme Rehni Kanunu madde 22 de diğer kanunlarda belirtilen ticari davalara örnek olarak verilebilir. 


Nispi Ticari Davalar


Nispi bir ticari davanın varlığından bahsedebilmemiz için her iki tarafın da tacir olması ve söz konusu uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olması gerekir. Bu iki şart aynı anda mevcutsa uyuşmazlığınız bir ticari dava demektir. 


Ancak örneğin bir taraf tacir değilse veya uyuşmazlık bir tarafın işletmesiyle ilgili değilse burada bir ticari dava olduğundan bahsedemeyiz. 


Ticari Davalarda Arabuluculuğun “Dava Şartı” Olması Ne Anlama Gelir?


Dava şartı, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve karar verilebilmesi için gerekli olan şartlardır. Yani dava şartı davanın açılabilmesi için değil, açıldıktan sonra hâkimin esas incelemesi yapması için olması gereken şartlardır. 


Davanın esas bakımından incelenmesi, uyuşmazlığın mahkemeye getirilmesini zorunlu kılan savunan temeli demektir. 


Dava şartı hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınır, yani taraflardan herhangi biri belirtmeden hâkim dava şartı yokluğunu göz önünde bulundurur. Dava şartı yokluğu, davanın usulden reddedilmesine sebep olur. 


Sonuç olarak, eğer dava şartı arabuluculuğa tabi bir ticari davayı arabuluculuğa başvurmadan önce açarsanız davanızın esası incelenmez. Dolayısıyla davanızın bu kapsamda olup olmadığını belirlemek oldukça önemli. 


Ticari Davalarda Dava Şartı Arabuluculuk Konusunda Uygulanması Gereken Usul


Ticari davalarda dava şartı arabuluculuğun uygulanması için ilk önce arabulucunun belirlenmesi gerek. Arabulucu farklı şekillerde belirlenebilir ancak kesinlikle Arabulucu Siciline kayıtlı olması gerekir. 


İlk olarak, taraflar aralarında anlaşarak, ortak bir kişi veya bir arabuluculuk merkezi üzerinde anlaşarak buraya başvurabilir. Böylelikle iki tarafın da süreç yönetimine güvendiği bir arabulucuyla çalışma olanağı olur. 


Bunun yanında taraflardan birinin başvurduğu arabulucuyu bilgi verilmesi üzerine diğer taraf kabul edebilir. Son olarak, taraflardan biri yetkili mahkemenin bulunduğu yer arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise yazı işleri müdürlüğüne başvurabilir. 


  • Bu takdirde arabulucu büro tarafından atanır. 

  • Arabulucu, süreci 6 hafta içinde sonlandırır. 


Sürecin sonunda, anlaşmaya varılıp varılmadığı tutanak ile belgelenir ve eğer anlaşılamamışsa, dava şartı olduğundan bu tutanağın dava dilekçesine eklenmesi gerekir. 


Eğer taraflar anlaşmaya ulaşmışsa ve anlaşma hem vekiller hem de taraflar tarafından imzalandıysa anlaşma ilam niteliği kazanır, yanı mahkeme kararı niteliğinde olur. Eğer vekillerin imzası eksikse, ilam niteliği kazanılması için sulh hukuk mahkemesinden icra edilebilirlik şerhi alınması gerekir. 


Dava Şartı Arabuluculuğun Söz Konusu Olmadığı Ticari Uyuşmazlıklar için İhtiyari Arabuluculuk


Arabuluculuk, esasında gönüllülüğe dayanan bir süreç. İki taraf da davaya alternatif olarak uyuşmazlığı arabuluculuk yoluyla çözmek istiyorsa, bir arabulucuya başvurabilirler. Ancak arabuluculuğa başvurulabilmesi için, uyuşmazlık konusu üzerinde tarafların serbestçe tasarrufta bulunabiliyor olması gerekir. 


Arabuluculuk Kapsamında Elde Edilebilecek Kazanımlar 


Arabuluculuk, kendinizin de seçebileceği tarafsız bir üçüncü kişi eşliğinde uyuşmazlığınızı menfaatlerinize odaklanarak çözmek için çok iyi bir fırsat. Süreç içerisinde arabulucunun bir karar verme yetkisi yok, kararı ancak taraflar ortak bir şekilde verebilir. Bu da her iki tarafın da menfaatlerine ulaşmak için yapabilecekleri anlaşmada esneklik sağlar. Tamamen gönüllü bir süreç olmasından ötürü istediğiniz zaman süreci sonlandırabilirsiniz. Süreç boyunca gizlilik esastır, bu sebeple arabuluculuk sürecinde konuşulan hiçbir şey mahkemede aleyhinize sunulamaz, aksi kararlaştırılmadıkça üçüncü kişilerle paylaşılamaz. Tüm sürecin gizlilik esasında ilerlemesi itibarınızın olumsuz etkilenmesini önlediği için, özellikle ticari uyuşmazlıklar için oldukça büyük bir avantaj. Dava süreçlerinde çoğunlukla gizlilik sağlanamıyor. Anlaşmaya varıldığı takdirde, taraflar menfaatlerine uygun düşüyorsa gelecekte de birlikte iş yapmaya devam edebilir. Ticari davalarda önce arabuluculuğa gitmenin en büyük avantajlarından biri de dava süreçlerine göre çok daha hızlı ilerleme kaydedilmesi. Böylelikle taraflar daha fazla zarara uğramadan uyuşmazlık çözüme ulaşabilir. Aynı zamanda ekonomik olarak da arabuluculuk dava sürecine göre oldukça avantajlı. 


Sonuç


Ticari davalarda arabuluculuk, konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında olduğu takdirde nispi ve mutlak ticari davalarda dava şartıdır. Dava şartı olmasının sonucu, eğer davadan önce arabuluculuğa başvurmazsanız davanızın esas bakımından incelemeye alınmaması, usulden reddedilmesidir. Bu bakımdan davanızın dava şartı arabuluculuğa tabi olup olmadığını tespit etmek çok önemli. Arabuluculuk; daha ucuz ve daha hızlı olması, repütasyonunuzu korumanıza yardımcı olması, uyuşmazlığınızı detaylı konuşmanız ve ihtiyaçlarınızı belirtebilmeniz için barışçıl bir ortam sağlar. Bu sebeple özellikle ticari uyuşmazlıklar için oldukça uygun bir çözüm yöntemidir. 

bottom of page